Saturday, August 20, 2005

51mt2

Vancouver'a bundan 1 sene once ilk geldiğimde Barıs the hubby benden ev bakmamı rica etti..artık evli bir çift olduğumuz için bitanecik tostumuz Barış the ozdeli ve hubby'nin üniversiteden arkadaşı Hakan'la bir arada oturamazdık..kendi düzenimiz olmalıydı ama di mi?? :)

ben de dolayısıyla ayağımın tozuyla şehre daldım ve Barış the ozdeli'yle hayallerimdeki pembe panjurlu eve en yakin seçenekleri araştırmaya başladım...Vancouver'da şehir içindeki evler genellikle 1 oda ve 1 salondan olusuyor..sooyle genis bir yatak odası ve salon degil tabi ki..pek cogunun banyo mutfak dahil toplam metrekaresi bizim Türkiye'de yaşadığımız evlerin anca (o da belki) salonu eder..


üşengeç arkadaşım barış birlikte ev arama
teklifimi acıklı gözlerle karşıladı..
allahtan ki çok uyumluyumdur! 1-2 ev görüp, ilk şoku atlattıktan sonra "önemli olan mt2si degil, kullanışlı olması" felsesini benimsedim ve gezdiğim 4. evi tuttuk...550 sq feet diye geçiyor kontratta yani 51.10 mt2..bir oda, 1 salon, 1 banyo, 1 mutfak, 1 depocuk dahil...gercekten kucuk..hatta diyebilirim ki 50 mt2 dediğinde tahmin ettiğiimden coook daha kucuk! ama minik balkonundan disariya baktığınızda ucsuz bucaksız okyanus, daglar ve şehrin en büyük parkına kadar uzanabilirsiniz..isterse 10mt2 olsun!!! bu evde yaşanmaz mi?

gün batımı

Biz de 1 senedir evimizde pek bi mutlu yaşıyoruz..bu mutluluğu gölgeleyen yegane şey dizginleyemediğim mutfak malzemeleri, tabak, çanak, bardak vb alışverişlerinden sonra onları eve nasıl sığdıracağımı düşünmek kara kara..bi de tabi Barış'ın arada sırada bana yaptığım ev alışverişleriyle ilgili takılmaları.."hayatım iyi ki aldın bu melon baller'ı, o olmasa biz şimdi ne yapardık?", "duygucum ben dışarı çıkıyorum!" "Niyeki ne?" "Baktım evdeki 36 farklı kek kalıbı yetmiyor olacak ki karım bir süredir tatlı pasta yapımını bıraktı..hemen gidip yenilerini almalıyım".."duygu bu ordu boyu casserol'u aldığımız iyi oldu, uzerine konserve domatesleri yerleştiriyorum, pek düzgün duruyorlar" gibi bir sürü hunharca(!) laf..ama en acımasızı mutfağımın FERRARIsi, yere göğe sığdıramadığım, sahip olduğum en mucizevi mutfak aletim Kitchen Aid Standing Mikserime laf edince dayanamıyorum: "Duygu bu kaba çiçek ekelim diyorum ben!" hele bir keresinde "buna bi dunya para verdik..her sekilde kullanmalıyız" deyip benim dunya güzeli mikserimle omlet!!! karıştırdı!!!!

mutfağımın FERRARIsi: Kitchen Aid!

Minicik ve çook keyifli evimin hikayesi böyle...bir kaç arkadaş bir arada yemek pişirmeye çalıştığımızda ya da eve gelen 5. kişi oturacak yer için çevresine bakındığında..tuvalette yanyana iki kişi diş fırçalayamadığında..hele hele şehir/yurt dışından tanıdıklar kalmak için geldiklerinde ve ev halimiz balık istifi pozisyonu aldığında evde yaşam çook komik ve eğlenceli oluyor :) sırf bu bile tüm sıkışıklığa değmez mi?

mutfakta pogaca pişirirken

9 comments:

  1. Merhaba, Burcunun linklerinde gördüm sizi ve Vancouver da yaşadığınızı okudum. 30 yılımı(yani doğduğumdan beri)paylaştığım teyzem ve kuzenlerim de geçen sene Kanadalı olma amacıyla gittiler vancouvera. Hatta daha geçen hafta İstanbuldaki 3 aylık tatillerini bitirip döndüler ve şu anda oradalar. Acaba siz onlara yakın mısınız? İki kuzenimden büyük olanu üniversiteyi orada bitirdi ve şimdi orada çalışıyor ama vatan hasretine dayanamayıp eylülde dönüş yapıyor. KÜçük olanı ise bu yıl üniversite son sınıfta. Teyzem ise eminim hayat orada ona o kadar kolay değil ama kocası çok istediği için 50 sinden sonra kalktı gitti... Biliyorum ki içi hep cız ediyor bizden haber alınca..

    ReplyDelete
  2. #404 33636 marshall road V2S1L1 Abbotsford, BC. Canada

    İşte burada yaşıyorlarmış Sevgili Duygu.

    ReplyDelete
  3. çocukluğunun evini hatırlatıyor olmalı. küçük ama sevimli gibi gözüküyor ve manzara muhteşem...

    ReplyDelete
  4. İşte son olarak buna da yorum yazıp diyorum ki; bizim de bir önceki evimiz öyleydi ve şu andaki de 15-20 metrekare büyük sadece. Her gece banyoya sıkışarak diş fırçalıyoruz. Aslında biz çok memnunuz bu işten, bir önceki evimiz daha uygundu bize ama tabii misafirler hakkında söylediklerin doğru. ;))
    Önemli olan manzarası, rahatlığı, benimsenebilmesi zaten. Temizliği de kolay oluyor, biz hemen hallediveriyoruz. :)

    ReplyDelete
  5. Biliyordum! Kesinlikle anlamıştım okur okumaz "mutfak ferrarisi"nin buradayken bile vitrinlerden baktığımız kitchen aid olduğunu :)

    Ev çok hoş, yalnız sen benim mutfağımda olmalıymışsın! Mutfağım hiç yaşamıyor hiiiiçç :)

    Burcu

    ReplyDelete
  6. burcu yatmazoglu!
    kir bacagini da otur evde..fildir fildir gezecegine recel yap borek corek ac..bak nasil yasiyor mutfak :)
    duygu

    ReplyDelete
  7. gecen haftasonu mutfak duvarina ekstra 4 raf eklemis biri olarak balik istifi terimini yakindan tanirim!

    ReplyDelete
  8. Aman Allahım kendimden utanıyorum. Sizin evin 3 katından birazcık daha büyük bir evde oturuyoruz. Ve eve sığamamaktan şikayetçiyim. Her alış verişten sonra bir sürü söyleniyorum. Bugün itibariyle söylenmeyi bırakacağım.
    Eh Ümit Yaşar Oğuzcan şiirlerinden birinde "Kime sorsanız evinin bir odası eksik!" demiş. Daha ne diyeyim.

    ReplyDelete
  9. Duygu cuğum (Böyle hitap ediyorum çünkü blogunu bir çırpıda(aslında saatlerimi aldı) okudum, inanılmaz keyif aldım ve kendimi bir anda sana çok yakın buldum. Aslında bloglarla tanışıklığım bundan iki yıl öncesine dayanıyor. Hep okuyorum ve devamlı takip ettiğim bir kaçı var. Bugün ya seninle aynı modda idim ya da başka birşey ama seninle nefes alıp verdim, seninle heyecanlandım ve ilk defa bir bloga yorum yapıyorum. Kahkahalar attım Duygu ... Seni tanıdığıma çok sevindim.
    Sevgiyle ...

    ReplyDelete